Okunma Sayısı : 1858
Yağmur yağdıran, çiçekler açtıran, bulutları kaydıran, kurumuş yaprakları savuran lodos.
Bizim Konya’mızın dağ köylerinde böyle deyimler ve atasözleri çok kullanılır, nedeni ise hep tecrübeler sonunda yaşanmış olayların ortaya çıkmasından dolayı bu deyimler yerini bulmuştur. Eskiden lodos yani diğer adıyla boz yel hep baharda veya bahar yaklaşırken eserdi.
Şayet böyle kışın ortasında yani zemheride eser de karları eritirse köylü bunu iyi saymaz “aman Allah’ım çok tehlikeli bir mevsim geldi galiba. Zemheride kar eriyeceğine yüreğimde yağ erisin” diye üzüntüler dile gelirdi. Ama bahara doğru esen lodos artık toprakla buluşmaya başlayan köylüyü üşütünce de “yine çıktı zalim boz yel. kara kor gibi insana kar gibi dokunur mübarek” diye ondanda şikayet ederdi bağrı yufka yoksul köylüler.
Bir de köylerde tecrübeli koca karı ve koca herifler lodos başladı mı, “Yağmur kar kokusu geliyor baksana çiçek açan yaprak saçan esmeye başladı. Ardından ya yağmur ya kar gelecek, bu esenin ardı boş değil” diye mırıldanırlardı, çok defa doğru çıkardı bunlar.
Evet, bizim dağlarımızda meşe ağaçlarının dalında güzden sararıp dalda kalan yapraklar onca zemheride esen soğuk ve tipiye rağmen yere düşmezdi ama bahara yakın lodosu görünce daldan düşer ve etrafa savrulur, bambaşka bir görünüm oluşurdu rüzgârın savurduğu yaprakla…
Bunun nedeni vardı tabi çünkü eski yaprak düşecek yeni yaprak gelecek yerinden, çünkü dalda çiğirdik kabarması başlamıştır. Böyle geçmişi ve eski deyimleri yazmaya çalışırken lodosun Türk insanı üzerinde bıraktığı hatıralardan ve hikâyelerden biri aklıma geldi de bir de kendi başıma gelen bir hikâye ile yazımı bunlarla süslemek istedim.
Geçenlerde bazı araştırmalar için şehri gezerken Hacı Fettah mezarlığından muhacir Pazarı’ndaki çocuk yuvası civarına doğru geliyordum. Şiddetli bir lodos fırtınası vardı. Hem rüzgardan korunup hem de yağacak diye yukarılara bakıyordum ki yuvanın içersindeki büyük ağaçlardan birinin dalından bir taze fasulye büyüklüğünde kurumuş uzun meyve, rüzgardan yere düşerken tam gözümün altındaki yanağıma isabet etti ve orada sivri ucu bir delik açtı, kan akmaya başladı. Bir kenara çekildim hem o kanı durdurmaya çalıştım hem de “ey Allah’ım her şeyler senin iradenle tecelli eder işte bu da öyledir sana hamdü senalar olsun bu da bize bir uyarıdır. Ne der eskilerimiz ayağına taş takılsa mutlaka Allah’tandır bu ata sözü tam yerinde bir süzdür düşünene. İşte yine lodos için bir Bektaşi fıkrası:
Büyük bir yolcu gemisi açık denizlere açılmış yol alıyor. İçersinde belki yüzlerce yolcusu var, ani bir lodos fırtınası başlar ki sormayın… Gemi başlar sağa sola yalpa yapmaya, gemi battı batacak. Yolcularda büyük bir korku, ürkü ve telaş Allah’a yalvarmalar, sağa sola koşuşmalar derken bir Bektaşi dedesi geminin bir köşesine oturmuş sessizce piposunu tüttürüyor, fırtına filan umurunda değil. Yolculardan biri yanına yaklaşıp der ki “ey erenler ne gailesiz adamsın sen yahu herkeste bir telaş var dilde dua yüreklerde korku sen de kalkıp Allah’a yakarsan dilin döndükçe dua etsene”. Bektaşi yine istifini bozmadan “ben karışmam” der. “Niye karışmazsın bu işlere? Neden?” “Nneden olacak bu Allah’ın işi ben ömrümde bir defa karıştım Allah’ın işine bana b..k böcüsünü yedirdi.” “Nasıl”? “Nasıl olacak… Bir gün korulukta geziyordum. Bir böcek gördüm ki öküzlerin vücudundan attığı dışkının içersinden bir şeyler yuvarlayıp büyük bir telaşla götürüyor. Kafamı yukarı kaldırdım “Ey Allah’ım her şeyi yarattın iyi de şu b..k böcüsünü niye yarattın bu ne işe yarar, dedim. Bir zaman sonra amansız bir hastalığa düçar oldum Doktorlar-hocalar derman bulamadı, ilaçlar tesir etmedi… En sonunda bir koca karı dedi ki “sen bu hastalıktan iyi olmak ister misin?” “Tabi isterim ölüyorum” deyince “öyle ise beni iyi dinle, dağlarda bir böcek var sert ve siyah bir kabuğu var adına B..k böcüsü derler bilir misin?” “Eyi bilirim”, “işte o böcüyü bulup çiğ çiğ yiyeceksin ondan şifa bulacaksın” dedi ben de mecburen böcüyü buldum yedim ve hastalığım geçti… Bundan sonra onun işine karışmam, ne yaparsa yapsın o her şeyi iyi bilir demiş.
Yine bir Bektaşi de bahçelerden geçiyormuş, bu bahçelerde yüksek ceviz ağaçları varmış dallarında da cevizler olgunlaşmış… O mevsimde bostanlar da olgunlaşır cevizin dibindeki tarlada bostan ekili burada bir kabak sebzesi var kocaman, en az 5 kilo gelir. Bektaşi yukarı bakar, koca ceviz ağacında ufacık cevizler varken aşağıda tarlada kısacık kabak kökeninde kocaman bir bal kabağı var. Yine isyankârlığı tutar derki: Eyy Allah’ım kocaman ağaca ufacık ceviz vermişsin meyve olarak kısacık bal kabağı kökenine kocaman bir kabak vermişsin hiç yakışmış mı bu? Bu sözü der demez yüksekten bir ceviz tam Bektaşi’nin tepesine düşer, canı çok yanıp gözleri yaşaran Bektaşi oturur ve ellerini göğe açar “sen ne yaparsan doğru yaparsın Allah’ım ya bu yerdeki bal kabağı yukarda olsaydı bu akılsız başıma düşse idi bu akılsız kafamın hali nice olurdu” der. Allah’ın işine kimse karışmasın herkesler haddini bilsin dostlar. Saygı ile…
Ortalama Üye Değerlendirmesi
OEB IS1 J F Q MUI 17Q J67 BO5 L M P 9IA T4D IE6
Gönderilen yeni yorum yok
Sayı İsmail Detseliden bir çalışma daha.. Babamızdan dedemizden dinlediğimiz, hayal meyal hatırladığımız Arzu ile Kamber masalı artık arşivimizde yer alıyor. Arzu ile Kamber Masalını okumak için burayı tıklayınız veya Hikaye ve Masallar bölümümüzden okuyabilirsiniz.
Kilistra Antik kenti M.S. 7. y.y'da Kapodokya benzeri yumuşak kayaların oyulması ile bir çok kaya yerleşmesi oluşturulmuştur. 1998 yılında giderleri il özel idare müdürlüğü tarafından karşılanmak üzere Konya Müze Müdürlüğü adına yapılan kurtarma kazısı çalışmalarında, Haç Planlı Şapel, Sümbül Kilise, Büyük Su Sarnıcı ve Şırahanelerde temizlik, restorasyon, çevre düzenlemesi yapılmıştır.
Konya Büyükşehir Belediyesi, Ticaret Odası, Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği, Türsab, Gazeteciler Cemiyeti, Turistik Belgeli Konaklama ve Yiyecek İçecek Tesisleri, Otelciler Odası, Lokantacılar Odası ve üye sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan ortak çalışmalar sonucu Konya’nın 7 harikası Mevlana Kültür Merkezinde ve Kule Site Alışveriş Merkezinde oylanıyor.
Kilistra Gökyurt Kültür ve Turizm Derneğinin yapılan olağan genel kurulunda yeni dernek yönetimi seçilmiştir.
Derneğimizin çeşitli tarihlerde İstanbul, Ankara ve İzmir illerinde gerçerkleştirdiği ziyaret gezileri ve neticeleri aşağıda belirtilmiştir. Gezilerde görüşülen köylülerimiz birlik ve beraberlik içerisinde köyümüzün kalkınması için tüm gayretleri göstereceklerini belirtmişlerdir.
Karun Hazinesi'ne ait kanatlı denizatı biçimindeki altın broşun, Uşak Arkeoloji Müzesi'nden çalınıp yerine sahtesinin konulması müzelerdeki güvenlik açığını bir kez daha gündeme getirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı soruşturmanın devam ettiğini söylerken, Karun Hazinesi'nin Türkiye'ye kazandırılmasında emeği geçenler ise hırsızlık olayına haklı olarak daha fazla tepki gösteriyor. Ülkemiz müzelerinde çok değerli kültür hazineleri sergileniyor, ancak gelişmiş teknolojilere dayalı güvenlik sistemleri ne yazık ki hala yok.
Tüm İslam aleminin ve değerli köylülerimizin Ramazan Bayramını kutlar daha nice bayramlara sağlık mutluluk birlik ve beraberlik içinde erişmelerini dileriz.
Dernek Yönetim Kurulu
Berat Kandili, Yüce Rabbimiz nezdinde beratımıza vesile olduğu, Rabbimizin affediciliğine ve bağışlayıcılığına sığınmayı öğrettiği gibi, aynı zamanda kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma günüdür. Yaradan’ın affına erebilmek için yaradılanı affetme günüdür. Diyanet İşleri Başkanlığının Mesajını okumak için tıklayınız
2008 YILI OLAGAN GENEL KURULU TOPLANTISI 17/2/2008 PAZAR GÜNÜ SAAT 13,00 DE DERNEK MERKEZİ (YAYLA GÜZİDE HANIM SOKAK GÜZİDE AP.No.18/A BAHÇELİEVLER / İST. ADRESİNDEDİR. İSTANBULDAKİ TÜM HEMŞEHRİLERİMİZİN GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILIP YENİ YÖNETİM KURULU ve ORGANLARINI SEÇMELERİNİ KURUCU BAŞKAN OLARAK RİCA EDİYORUM.(Dernegimizin yaşaması için bu gereklidir.) LÜTFEN HERKEZ YANINDA BİRİNİ GETİRSİN
Hasan ATEŞCİ İst.Dern.Başk.
23 Eylül 2009 Çarşamba İsmail Detseli’nin Memleket Gazetesi’ndeki yazısı. Ah o eski Ramazanlar: Eskiden beridir Anadolu’muzda Ramazan ayının atmosferi bir başka olur. Tabii Konya’mızda ve civar dağ köylerinde bu Ramazan’a yaklaşım bir başkadır.
Köylümüz Ali Baloğlu (Bittigilin Ali) 02-03-2009 günü vefat etmiştir. Cenazesi ikindi namazını müteakip üçler mezarlığına defnedilmiştir. Merhuma Allah tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz.
Kilistra'da kış ve düğün resimleri eklenmiştir...
Köyümüz'ün gazisini kaybettik
Derneğimizin kısa mesaj ile üyelerimizi bilgilemdirme sistemi faaliyete geçmiştir...Vefat, düğün, hastalık gibi hemşerilerimizin özel veya acılı günleri kısa mesaj sistemi ile duyurulacaktır. Bu bağlamda üyelerimizin ve hemşerilerimizin dernek yönetimi ile irtibata geçerek cep telefon numaralarını güncellemeleri gerekmektedir. Bu konuda göstereceğiniz hassasiyet için şimdiden teşekkür ederiz.
Kilistra (Gökyurt) Kültür ve Turizm Derneği Yönetim Kurulu
Kilistralı esnafların tanıtıldığı 'HARMANLAR' bölümü eklenmiştir
Kurban Bayramınızı en içten duygularla kutlar yaşam boyu sağlıklar dilerim
YÖNETİM KURULU ADINA B Ş K Ragıp K A D I O Ğ L U
Tekkeli Osman Demir (Çavuş Osmanı) 19-Mart-2008 Çarşamba günü vefat etmiştir. Akşam namazı sırasında defnedilmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm hemşehrilerimize başsağlığı dileriz.
Yaklaşık 40 yıldır kazılar yapılan çatalhöyük ve (diğer iki höyük) Konya'ya gidildiğinde mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir. Konya’nın Çumra İlçesi sınırlarında olan bu höyük'te yapılan çalışmalar sonucunda 13 yapı katı açığa çıkartılmıştır. Zoldra ise Kilistra civarındaki diğer bir ilginç höyüktür.
Sayın İsmail Detseli'nin Memleket Gazetesi'nde çıkan yazısı. Orjinali için bu linki tıklayabilir veya buradan okumaya devam edebilirsiniz.
İsmail DETSELİ
29 Mart 2009 tarihinde Ülkemizde yerel seçimler yapılmıştır. Her İl, İlçe, Belde ve köylerimiz 5 yıl süreyle kendilerini yönetecek kişileri seçmek amacıyla sandık başına gitmiştir.
Receb-i şerifin ilk Cuma gecesi Regaib gecesidir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, bu gecenin kıymeti daha da artmaktadır. Allahü teâlâ, bu gecede, mümin kullarına, ragibetler, yani ihsanlar, ikramlar yapar. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua red olunmaz ve namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir.2012 Regaip Kandilini 24 Mayıs Perşembeyi Cuma'ya bağlayan gecede idrak edeceğiz. Kandiliniz mübarek olsun
İstanbul'daki Geleneksel Pikniğimiz daha önceden açıkladığımız Çatalca'daki yerde yapılmayacaktır. Bu seneki piknik yeri olarak "Beykoz Korusu'nda 3 Haziran 2007 Pazar günü yapılacaktır.
Tüm Hemşehrilerimize duyurulur. HASAN ATEŞCİ İst. Denek Başkanı
Tüm İslam aleminin ve Gökyurt'lu hemşerilerimizin bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi mübarek olsun. Bu mübarek gecenin Vatanımıza, Milletimize ve Tüm İsalam alemine hayırlar getirmesi dileğiyle.
11. Geleneksel Gökyurt Köyü Kültür ve Turizm Şöleni
Geleneksel Şölenimizle ilgili bilgiler aşağıdaki gibidir. Tüm köylülerimize önemle duyurulur.
Hemen çevresindekiler yanına yaklaşıp, neye baktığını acaba neyin noksan olduğunu sordular sanırım. Kulaklığını eliyle iyice kulağına yerleştiren İnönü merhum, yarı soranlara, yarı da mikrofona doğru yükselen sesiyle şunları söyledi: “Hani benim kader arkadaşım, silah arkadaşım, can dostum sakallı Memiş’im yok mu?” dedi. Devamı için Ünlülerimiz linkini veya burayı tıklayabilirsiniz.
Türkiye'yi ağlatan kazada 2 kayıp da bizim köyden..
Ürgüp Göreme'ye geziye giden 2-A sınıfı öğrencilerini taşıyan otobüs, Aksaray'da kaza yapmış ve 33 öğrenci ve veli kazada hayatını kaybetmişti.
Köyümüzden Süleyman Güney (Kıbrıslılaın Süleyman) vefat etmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm köylümüze başsağlığı dileriz.
Selçuk Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Araştırma Görevlisi Bizantolog İlker Mete Mimiroğlu, Eşi Araştırma Görevlisi Arzu Mimiroğlu ve bölüm öğrencileri, köyümüzü ve Alısumas Tepesini kapsayan araştırma gezisi düzenlediler.
Bizim köyümüzün yüksek ve efsanevi bir tarihe sahip olan Alisumas Dağının zirvesine yakın olan bir pınarın efasnesini anlatacağım bu yazımda. İsmail Detseli Yazının devamını okumak için bu linki veya Hikaye ve Masallar bölümümüzdeki ilgili yeri tıklayabilirler.
GİDESİM GELDİ
Yıllardır ayrıyım Gökyurt köyünden Çok özledim bir gün gidesim geldi Köy içinde yaren ahbap dolaşıp Eş dostuma bir selam edesim geldi
Sayın İsmail Detseli'nin şiirni okumak için bu linki tıklayınız veya Sizden Gelenler Bölümünü ziyaret edinizi
Sayın İsmail Detseli'nin TYB (Türkiye Yazarlar Birliği) binasında, yeni kitabı için tanıtım ve imza günü vardır. Tüm hemşehrilerimiz imza gününe davetlidir. Yer : TYB Binası Tarih : 21 Temmuz 2010 Saat: 11:00
Mevlüt Saatçi ve Bitti Hüseyin'i ni kaybettik...
Konya Postası gazetesi yazarı İlker Mete Mimiroğlu'nun 18 Ağustos 2008 tarihli gazetede yayınlanan makalesini buradan okuyabilirsiniz. Yazara köyümüzle ilgili yaptığı çalışmalardan ve hassasiyetinden dolayı teşekkür ederiz.
Bugünkü bölümümüzde de, İlker Mete Mimiroğlu’nın, “ Günümüze ulaşabilen bir Ortaçağ kenti” makalesine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemine ait 500’e yakın eserin bulunduğu, 9 bin yıllık tarihe beşiklik eden tarih ve kültür şehri Konya, turizmde sadece Mevlânâ Müzesi, İnce Minare ve Karatay Müzesi ile tanındığı için yeterince yabancı turist çekemiyor.